KUR’ÂN-I KERÎM, HATADAN VE TAHRÎFTEN MAHFÛZDUR

 

قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَ فِيهِ هُدًى لِلْمُتَّقِينَ. (سورة البقرة، ٢)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : إشته بو كتاب ( قرآنى كريم ) كى ، بونده هيجبر شك ( شبهه ) يوقدر . ( او كتاب ) تقوى صاحبلرى إيجن بر هدايتدر . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen- : İşte bu Kitâb (Kur’ân-ı Kerîm) ki, bunda hiçbir şek (şüphe) yoktur. (O Kitâb) takvâ sahipleri için bir hidâyettir.”

(Bakara Sûresi, âyet 2)

Hicrî:  25  Zilhicce   1446  Fazilet Takvim

 

 

KUR’ÂN-I KERÎM, HATADAN VE TAHRÎFTEN MAHFÛZDUR

 

Abbâsî halifelerinden Me’mûn, hilâfete geçmeden önce ilim meclisleri kurar, âlimlerle görüşürdü. Bir defasında meclise bir Yahûdî geldi, gayet fasîh konuştu. Meclis dağıldıktan sonra Me’mûn, onu yanına çağırıp:

“Sen, Yahûdî misin?” diye sordu, o da “Evet.” dedi.

Me’mûn, “Müslüman ol, sana ihsanlarda bulunayım.” dedi. Yahûdî, “Bu, benim ve ecdadımın dinidir, beni, Müslüman yapamazsınız.” diye cevap verdi ve gitti.

Aradan bir sene geçtikten sonra aynı kişi, Müslüman olmuş olduğu hâlde yine Me’mûn’un ilim meclisine geldi.

Bu defa birçok fıkhî meselelerden söz etti ve güzel kelâm etti. Meclis dağıldıktan sonra Me’mûn, onu yine yanına çağırarak, “Sen daha önce görüştüğümüz falan kişi değil misin?” diye sordu. O da “Evet.” dedi. Me’mûn:

“Peki, Müslüman olmana sebep olan şey nedir? Zira ben de seni İslâm’a davet etmiştim ama yüz çevirmiştin.” dedi. Adam şöyle anlattı:

“Efendim, benim yazım çok güzeldir. Bir gün Tevrat’tan üç nüsha yazdım. Ama yazarken fazladan bazı şeyler ilave ettiğim gibi bazı bilgileri de eksik yazdım. Bunları bir havraya götürüp sattım, kimse bir şey anlamayıp üçünü de satın aldılar.

Sonra üç nüsha İncil yazdım. Bunlarda da birtakım bilgiler ilave edip bazı bilgileri eksik yazdım. Bir kiliseye götürüp sattım. Yine kimse bir şey anlamaksızın hepsini satın aldılar.

Daha sonra Mushaf-ı Şerîf yazmaya cüret ettim. Yine birtakım bilgiler ilave edip bazı âyetleri yazmadım, eksik bıraktım. Onları da götürüp sahaflara satmak istedim. Yazdığım Mushafları incelediler. Her okuyuşlarında bir ziyadelik veya noksan buldular. Bu sebeple bunların hemen imha edilmesini söylediler. Anladım ki Kur’ân-ı Kerîm, Allâhü Teâlâ tarafından mahfûzdur, korunmaktadır. Bu hâle şahit olunca Müslüman oldum.”

Hicrî:  25 Zilhicce  1446  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"