قال سُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَلْمُؤْمِنُ مَنْفَعَةٌ إِنْ مَاشَيْتَهُ نَفَعَكَ وَإِنْ شَاوَرْتَهُ نَفَعَكَ وَإِنْ شَارَكْتَهُ نَفَعَكَ وَكُلُّ شَيْءٍ مِنْ أَمْرِهِ مَنْفَعَةٌ. (فيض)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : حقيقى مؤمن ، ( هر إشنده دين قردشنه ) فايداليدر . اونونله يورورسن ، صنه فايده ورير . اونا ، إشنى دانشسان ، صنا فايده ورير . اونا ، ( بر إشته ) اورطاقلق أتسن ، صنه فايدا ورير . اونون إشلرندن هر بريسى فايداليدر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Hakîkî mümin, (her işinde din kardeşine) faydalıdır. Onunla yürüsen, sana fayda verir. Ona, işini danışsan, sana fayda verir. Ona, (bir işte) ortaklık etsen, sana fayda verir. Onun işlerinden her birisi faydalıdır.”
(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)
Hicrî: 07 Cemâziyelâhir 1447 Fazilet Takvim
EYYÛB ALEYHİSSELÂM VE HİKMETLİ GENÇ
Eyyûb aleyhisselâm’ın hastalığının uzaması üzerine kavminden üç kişi, onu ayıpladılar. Bu sırada yanlarına, Eyyûb aleyhisselâm’a iman ve onu tasdik eden bir genç geldi. Onlara dedi ki:
“Siz, ayıpladığınız ve zulmettiğiniz kişinin ne kadar hürmete lâyık birisi olduğunu bilmiyor musunuz? Eyyûb aleyhisselâm, Allâhü Teâlâ’nın nebîsidir, insanların arasından seçtiği ve onların en hayırlılarından olan bir zâttır. Sonra siz, Allâhü Teâlâ’nın, onu, peygamber olarak gönderdiği günden bu güne kadar Allâhü Teâlâ’nın gazabına sebep olacak bir hâlini görmediniz.
Eğer onu ayıplamanıza bu musibet sebep olduysa, biliyorsunuz ki Allâhü Teâlâ, müminleri, sıddîkları, şehitleri ve sâlih kullarını bazen belâ ve musîbetlerle imtihan eder. Bu imtihanlar, Allâhü Teâlâ’nın, onlara gazap ettiğine delil olamaz. Bu, onlar için ancak hayır ve kerâmettir.
Halîm bir kimsenin, sıkıntı anında bir kardeşini terk etmesi, bilmediği bir şey sebebiyle onunla alay etmesi hiç hoş değildir. Halîm kimseye yakışan, din kardeşine merhametli olmak, onunla beraber ağlamak, onun için istiğfar etmek, onun kederi ile kederlenmek ve onu, hâlini düzeltecek şeye yönlendirmektir.
Allah’tan korkun! Allâh’ın azametini, celâlini ve ölümü hatırlayarak dilinizi tutmalı ve kalplerinizi yumuşatmalısınız. Bilmez misiniz, Allâh’ın öyle kulları vardır ki onları dilsizlik değil, Allah’tan korkuları susturmuştur. Hâlbuki onlar gayet fasîh, beliğ, bulundukları yerin en şereflileri, en akıllıları ve Allâh’ı bilen kişileridirler. Onlar (Cehennem’den) berat almış sâlih kimselerdir.”
Bu sözlerden sonra Eyyûb aleyhisselâm buyurdu ki: “Muhakkak Allah Azze ve Celle, hikmeti, rahmetiyle, küçük-büyük herkesin kalbine eker. Ne zaman kalpte o hikmet filizlenirse Allâhü Teâlâ, onu, o kimsenin lisanına (diline) çıkarır. Yoksa hikmet, kişiye yaşından, ihtiyarlığından veya çok tecrübeli olduğundan dolayı verilmez.”
Hicrî: 07 Cemâziyelâhir 1447 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder