قال سُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : صِنِفَانِ مِنَ النَّاسِ إِذَا صَلَحَا صَلَحَ النَّاسُ وَإِذَا فَسَدَا فَسَدَ النَّاسُ: اَلْعُلَمَاءُ وَالْأُمَرَاءُ. (كنز)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : إنسانلردان إيكى صنف واردركى اونلر إي اولورسه بتون إنسانلر إي اولور ؛ اونلر بوزولورسه بتون إنسانلر بوزولور . ( او إيكى صنف ) عالملر و إدارجلردر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “İnsanlardan iki sınıf vardır ki onlar iyi olursa bütün insanlar iyi olur; onlar bozulursa bütün insanlar bozulur. (O iki sınıf) âlimler ve idârecilerdir.”
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 25 Cemâziyelevvel 1447 Fazilet Takvim
DÜNYANIN İNTİZÂMI BEŞ SINIFIN İYİ OLMASINA BAĞLIDIR
Abdullah bin Mübârek (rah.) Hazretleri buyurdu ki: Bu ümmetin bozulması, şu beş sınıf kimselerin bozulması ile olur:
1. Âlimler ki onlar, peygamberlerin vârisleridir. Âlimler, ilmi ile kendisi amel etmeyip hırs ve tamah ile dünya malına kıymet verdiği zaman, câhiller kime uyarlar?
2. Zâhidler ki onlar, dünyaya aslâ kıymet vermeyen, onu terk edenlerdir. Zâhidler, dünyaya meylettikleri zaman, tevbekârlar kime tâbi olurlar?
3. Gâziler ki onlar, Allâhü Teâlâ’nın dinine hizmet için gayret gösteren kimselerdir. Gâziler, riyâ için savaştıkları ve ganimete hainlik ettikleri zaman, Allâh’ın yardımına mazhariyet ve düşmana galibiyet nasıl mümkün olur?
4. İdareciler ki onlar, Allâhü Teâlâ’nın mahlukâtını gözetip koruyanlardır. Onlar, halkı muhafaza etmek yerine, adâleti terk edip insanlara zarar verirse halkı kim gözetip, korur?
5. Tüccarlar ki onlar, güvenilen, itimat edilen kimseler olmaları gerekir. Tüccarlar, hainlik ettikleri, insanları aldattıkları zaman kime güvenilir?
EVLİYÂULLÂH’IN SOHBETİNİN FAYDASI
Buhârâ’da âlimler arasında ru’yetullahtan (Allâhü Teâlâ’nın âhirette görülmesinden) bahis açılmıştı. Bazıları itiraz edince, orada çok itimat edilen âlimlerden biri, Hâce Alâüddîn (k.s.) Hazretlerine gelip, “Aramızda hüküm veriniz.” demişler. Hâce Alâüddîn (k.s.) Hazretleri de ru’yeti inkâr eden bozuk itikadlı kimselere, “Üç gün bize gelip tam bir abdest ile sessizce meclisimizde oturun. Ondan sonra hüküm verelim.” demiştir.
Onlar da üç gün peş peşe sohbete gelip sessizce oturmuşlar. Üçüncü günün sonunda kendilerini manevî bir hâl kaplamış.
Bu hâl geçtikten sonra, bâtıl olan itikâdlarından dönüp Hâce Alâüddîn (k.s.) Hazretlerinin manevî terbiyesine girmişler, onun yolundan ayrılmamışlardır.
Hicrî: 26 Cemâziyelevvel 1447 Fazilet Takvim

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder