23 Kasım 2025 Pazar

HABBÂB BİN ERET RADIYALLÂHÜ ANH


قال سُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَا مِنْ شَيْءٍ يُصِيبُ الْمُؤْمِنَ فِي جَسَدِهِ يُؤْذِيهِ إِلَّا كَفَّرَ اللهُ عَنْهُ بِهِ مِنْ سَيِّئَاتِهِ. (حم)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : الله تعالى ، مؤمنيك بدننه إصابت أدن و اونه أزيت ورن هر بر شى سببيله محقق اونون كونحلرن ( دان بعضيلرينى ) عفوأديب أؤرتر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Allâhü Teâlâ, müminin bedenine isabet eden ve ona eziyet veren her bir şey sebebiyle muhakkak onun günahların(dan bazıların)ı affedip örter.”

(Müsned-i Ahmed)

Hicrî:  03  Cemâziyelâhir   1447  Fazilet Takvim

 

HABBÂB BİN ERET RADIYALLÂHÜ ANH

 

Habbâb bin Eret radıyallâhü anh, ilk Müslümanlardan ve Medîne-i Münevvere’ye ilk hicret edenlerdendir. Müslüman olduğunu ilan etmesi üzerine, müşrikler tarafından şiddetli eziyetlere maruz kalmıştır.

Habbâb (r.a.), demirci idi. Kendisini köle olarak satın alan Ümmü Enmar, bir demir parçasını ateşte kızdırıp onu, Habbâb (r.a.) Hazretlerinin başına yapıştırarak işkence ederdi. Bir gün Habbâb (r.a.), Resûlullah (s.a.v.) Efendimize gelerek çektiği sıkıntıları arz etti. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), “Allâh’ım, Habbâb’a yardım et.” diye dua buyurdu. Habbâb’ın sahibi Ümmü Enmar, bir baş ağrısına tutuldu. Iztırabından inlemeye başladı. Kendisine, dağlanmayı ilaç olarak tavsiye ettiler. Bu sebeple Habbâb’a (r.a.) emreder, o da kızgın demir ile onun başını dağlardı.

Vefat ettiği hastalığı sırasında Ashâb-ı Kirâm’dan bir topluluk, Habbâb (r.a.) Hazretlerini ziyarete geldiler. “Müjdeler olsun ki yakında kardeşlerine (senden önce vefat eden Ashâb-ı Kirâm’a) kavuşacaksın” dediler. Habbâb (r.a.) ağladı ve dedi ki: “Beni ağlatan şey, çektiğim elemler değil. Lâkin bana bir topluluğu hatırlattınız ve beni, onların kardeşi diye isimlendirdiniz ki onlar, din uğurundaki hizmetlerinin sevabını âhirette almak üzere, dünyada hiçbir mükâfât görmeden gittiler. Ben ise onlardan sonraya kaldım, amellerimin karşılığının dünyada verilmiş olmasından korkuyorum.”

Kabâtî cinsi kumaştan kefenini göstererek ağladı ve dedi ki: Peygamber Efendimizin amcası Hz. Hamza’nın kefeni, bir hırkadan ibâret idi ki onu ayaklarına uzatsalar başı, başına çekseler ayakları açıkta kalıyordu. Nihâyet onu, başına uzattılar, ayakları üzerine de ızhîr cinsi bir ot koydular. Kendimi Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ile beraberken hatırlıyorum, ne bir dirhem ne de bir dînâr mala sahiptim. Şimdi ise evimin şu köşesindeki sandıkta kırk bin dirhem var. Yaptığımız hizmetlerin karşılığının dünyada iken verilmiş olmasından korkuyorum.

Hicrî:  03 Cemâziyelâhir  1447  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

KONU BAŞLIKLARI 2

KONU BAŞLIKLARI 3

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder