SULTAN İKİNCİ MAHMUD HAN

 

قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لَا يَدْخُلُ الْجَنَّةَ سَيِّئُ الْـمَلَكَةِ. (ت)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : أمرى آلطنداكيلره كوتو داورانان كمسه ( بونون جزاسنى كورمدن ) جنته كيره مز . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “ Emri altındakilere kötü davranan kimse (bunun cezasını görmeden) Cennet’e giremez.”

(Sünen-i Tirmizî)

Hicrî:  05  Muharrem   1447  Fazilet Takvim

 

 

SULTAN İKİNCİ MAHMUD HAN

 

Sultan İkinci Mahmud Han, otuzuncu Osmanlı sultanı olup Sultan Birinci Abdülhamid Han’ın oğludur. 1785 yılında dünyaya gelmiştir ve 1808 yılında da padişah olmuştur. Sultan İkinci Mahmud Han, belki de en sıkıntılı devrin padişahıdır. Düşmanların, Osmanlı Devleti’ni paylaşma emelleri yanında, iç isyanlarla da mücadele etmiştir. Bunlara karşı devleti kuvvetlendirmek için, devlet bünyesinde yapılmak istenen yenilikler, tam yapılamamıştı. Bütün bu sıkıntılı ahvâle rağmen Sultan Mahmud Han, devlet ve milleti için birçok ıslahata mührünü vurmuştur.

Sultan Mahmud Han, Osmanlı Devleti’nin ilerlemesini, teknik ve sanayide görüyordu. Gayret ve sebat sahibi bir padişahtı. Devrindeki bütün hâdiseler karşısında aslâ ümitsizlik göstermedi. Gayreti sayesinde devlet, esaslı bir teşkilâta sahip oldu.

Yeniçeri Ocağı’nı kaldırarak yerine, talimli bir ordu kurmaya çalıştı. Askerî tıbbiye, harbiye, bahriye mekteplerini ilk olarak kuran odur. Bu mekteplerin talebe ihtiyacını karşılamak için medrese ve mekteplere ilaveten sıbyan mekteplerinin üstünde rüşdiyeler, devlet memurlarının yetiştirilmesi için de Mekteb-i Maârif-i Adlî okulları kuruldu. Posta teşkilâtını kurdurdu.

Sultan İkinci Mahmud Han, memleketin imarına; ilim, sanat, hayır ve içtimâî müesseselerine ehemmiyet vererek daha pek çok eser yaptırdı. Ayrıca hükümet teşkilâtı usulleri ve kıyafet nizâmında da birçok yenilikler yaptı. Sultan Mahmud Han’ın giriştiği bu yenilikler, Türk tarihinde yeni bir dönüm noktası teşkil ediyordu.

O devrin sıkıntılı günleri ve bütün buhranları karşısında dahi idaresi, sabrı ve cesareti kırılmayan Sultan İkinci Mahmud Han, 1 Temmuz 1839’da vefat etti. Naaşı, Dîvânyolu-Çemberlitaş’taki türbesine defnedildi. (Osmanlı Tarihi, Çamlıca BY.)

Hicrî:  05 Muharrem  1447  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

GECE NAMAZININ FAZİLETİ

 

قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِسْبَاغُ الْوُضُوءِ عَلَى الْمَكَارِهِ وَإِعْمَالُ الْأَقْدَامِ إِلَى الْمَسَاجِدِ وَانْتِظَارُ الصَّلَاةِ بَعْدَ الصَّلَاةِ يَغْسِلُ الْخَطَايَا غَسْلًا. (ك)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : ( صوغوق كبى ) مشقتلى حللرده بله عبدستى تام آلمق ، ( جماعتله نماز قلمق إيجن ) مسجدلره آديم آطمق ، بر ( فرض ) نمازدان صونره ديكر نمازى كوزه تب بكلمك ، ( كوجوك ) كوناحلرى تماميله تمزلر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “(Soğuk gibi) meşakkatli hâllerde bile abdesti tam almak, (cemâatle namaz kılmak için) mescitlere adım atmak, bir (farz) namazdan sonra diğer namazı gözetip beklemek, (küçük) günahları tamamıyla temizler.”

(Hâkim, el-Müstedrek)

Hicrî:  04  Muharrem   1447  Fazilet Takvim

 

 

GECE NAMAZININ FAZİLETİ

 

Esmâ binti Yezîd radıyallâhü anhâ, Resûlullâh Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduklarını rivâyet etti:

“İnsanlar, kıyamet gününde geniş bir düzlükte haşrolunurlar. Sonra bir münâdî, onlara şöyle nidâ eder: ‘Geceleri, yanları yataklarından uzaklaş(arak namaza kalk)anlar nerede?’ Onlar ayağa kalkarlar -ki pek az kimselerdir- hesaba çekilmeksizin doğrudan Cennet’e giderler. Sonra diğer insanların hesaba çekilmeleri emrolunur.”

ABDESTİN MEKRUHLARINDAN BAZILARI

Abdestin sünnet ve âdâbına muhalif düşen şeyler, mekrûhlardan olup başlıcaları şunlardır:

1. Suyu israf etmek. Gerek abdestte ve gerek gusülde sarf olunacak su için tayin olunmuş bir miktar yok ise de herkesin kendi uzvuna ve bedenine göre lüzumundan ziyade su sarf etmesi ve bir uzvu üç defadan fazla yıkaması mekruhtur.
2. Suyu, yıkanacak âzâyı mesh edercesine az kullanmak. Suyu gereğinden fazla kullanmak israf olduğu gibi çok az kullanmak da cimriliktir.

Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulmuştur -meâlen-: “Ve onlar ki harcadıkları vakit israf etmezler, cimrilik de yapmazlar; (harcamaları) ikisi arasında mutedil olur.” (Furkan Sûresi, âyet 67)

Dinimiz her husûsta itidalli olmayı tavsiye buyurur.

Bir gün Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bir kimseyi (suyu bolca kullanarak) abdest alırken gördüler. “Bu israf nedir?” diye sordular. Bunun üzerine o kimse (hayretle), “Abdestte israf olur mu?” diye sual etti. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Evet, akan bir nehrin kenarında bile olsan.” buyurdular.

        3. Suyu âzâya çarparak kullanmak.

        4. Abdest esnasında zarûret bulunmadığı hâlde konuşmak.

1.       Abdestte zarûret bulunmadığı hâlde başkasından yardım istemek. Zarûret hâli olursa mekruh olmaz.

 

Hicrî:  04 Muharrem  1447  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

GECE NAMAZININ FAZİLETİ

 

قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِسْبَاغُ الْوُضُوءِ عَلَى الْمَكَارِهِ وَإِعْمَالُ الْأَقْدَامِ إِلَى الْمَسَاجِدِ وَانْتِظَارُ الصَّلَاةِ بَعْدَ الصَّلَاةِ يَغْسِلُ الْخَطَايَا غَسْلًا. (ك)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : ( صوغوق كبى ) مشقتلى حللرده بله عبدستى تام آلمق ، ( جماعتله نماز قلمق إيجن ) مسجدلره آديم آطمق ، بر ( فرض ) نمازدان صونره ديكر نمازى كوزه تب بكلمك ، ( كوجوك ) كوناحلرى تماميله تمزلر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “(Soğuk gibi) meşakkatli hâllerde bile abdesti tam almak, (cemâatle namaz kılmak için) mescitlere adım atmak, bir (farz) namazdan sonra diğer namazı gözetip beklemek, (küçük) günahları tamamıyla temizler.”

(Hâkim, el-Müstedrek)

Hicrî:  04  Muharrem   1447  Fazilet Takvim

 

 

GECE NAMAZININ FAZİLETİ

 

Esmâ binti Yezîd radıyallâhü anhâ, Resûlullâh Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduklarını rivâyet etti:

“İnsanlar, kıyamet gününde geniş bir düzlükte haşrolunurlar. Sonra bir münâdî, onlara şöyle nidâ eder: ‘Geceleri, yanları yataklarından uzaklaş(arak namaza kalk)anlar nerede?’ Onlar ayağa kalkarlar -ki pek az kimselerdir- hesaba çekilmeksizin doğrudan Cennet’e giderler. Sonra diğer insanların hesaba çekilmeleri emrolunur.”

ABDESTİN MEKRUHLARINDAN BAZILARI

Abdestin sünnet ve âdâbına muhalif düşen şeyler, mekrûhlardan olup başlıcaları şunlardır:

1. Suyu israf etmek. Gerek abdestte ve gerek gusülde sarf olunacak su için tayin olunmuş bir miktar yok ise de herkesin kendi uzvuna ve bedenine göre lüzumundan ziyade su sarf etmesi ve bir uzvu üç defadan fazla yıkaması mekruhtur.
2. Suyu, yıkanacak âzâyı mesh edercesine az kullanmak. Suyu gereğinden fazla kullanmak israf olduğu gibi çok az kullanmak da cimriliktir.

Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulmuştur -meâlen-: “Ve onlar ki harcadıkları vakit israf etmezler, cimrilik de yapmazlar; (harcamaları) ikisi arasında mutedil olur.” (Furkan Sûresi, âyet 67)

Dinimiz her husûsta itidalli olmayı tavsiye buyurur.

Bir gün Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bir kimseyi (suyu bolca kullanarak) abdest alırken gördüler. “Bu israf nedir?” diye sordular. Bunun üzerine o kimse (hayretle), “Abdestte israf olur mu?” diye sual etti. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Evet, akan bir nehrin kenarında bile olsan.” buyurdular.

        3. Suyu âzâya çarparak kullanmak.

        4. Abdest esnasında zarûret bulunmadığı hâlde konuşmak.

1.       Abdestte zarûret bulunmadığı hâlde başkasından yardım istemek. Zarûret hâli olursa mekruh olmaz.

 

Hicrî:  04 Muharrem  1447  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"