17 Aralık 2025 Çarşamba

İLİM SADECE SATIRDA KALMAMALIDIR -1


 

قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : لَقَدْ مَنَّ اللّٰهُ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ اِذْ بَعَثَ فِيهِمْ رَسُولًا مِنْ اَنْفُسِهِمْ يَتْلُوا عَلَيْهِمْ اٰيَاتِهِ وَيُزَكِّيهِمْ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَاِنْ كَانُوا مِنْ قَبْلُ لَفِي ضَلَالٍ مُبِينٍ. (سورة آل عمران، ١٦٤)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : آند اولسونكى الله ، مؤمنلره بول بول إحسانده بولندى . زيرى اونلره ، كندلرندن بر بيغمبر كوندردى كى اونلره آيتلرينى اوقويور و اونلرى تزكيه أديور و اونلره ، كتابى و حكمتى تعليم بيورويور . حالبوكى اونلر ، بوندان أول تزكيه أديور و اونلره ، كتابى و حكمتى تعليم بيورويور . حالبوكى اونلر ، بوندان أول آبآجق بر دلالت إيجنده بولنمش إيديلر . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen- : “Andolsun ki Allah, müminlere bol bol ihsanda bulundu. Zira onlara, kendilerinden bir peygamber gönderdi ki onlara âyetlerini okuyor ve onları tezkiye ediyor ve onlara, kitabı ve hikmeti talim buyuruyor. Hâlbuki onlar, bundan evvel apaçık bir dalâlet içinde bulunmuş idiler.”

(Âl-i İmrân Sûresi, âyet 164)

Hicrî:  26  Cemâziyelâhir   1447  Fazilet Takvim

 

İLİM SADECE SATIRDA KALMAMALIDIR -1

 

İmâm Gazâlî (rah.) Hazretleri gibi fıtrî zekâsı yüksek olan âlimleri anlayabilmek için böyle zâtların hayatlarını yakından araştırıp tetkik etmek gerekir. Bu zâtları, bulunduğu yerin ve zamanın zor şartları yetiştirmiştir.

Çocukların zekâlarını daha küçük yaşlarda iken takdir etmek, istek ve arzularını hayırlı işlere yönlendirerek daha iyi yetişmelerine zemin hazırlamak, hem ebeveynin hem de eğitimcilerin en mühim vazifelerinden biridir.

İmâm Gazâlî (rah.) Hazretlerinin babası da oğlundaki deha ve zekâyı tam manasıyla fark etmişti. Onun büyük bir âlim olacağını anlamış, geniş bir maîşete sahip olmadığı hâlde bütün mesaisini evladının talim ve terbiyesine hasretmişti. Ne çare ki bu güzel arzusunu yerine getirmeye ömrü vefâ etmedi. İmâm Gazâlî Hazretleri, tahsile yeni başladığı sıralarda bu hamiyetli baba, ölüm döşeğinde idi. Ölüm vaktinin yaklaştığını anlamış, bütün ümitlerinin mahvolacağını hissetmişti. Evladını istediği gibi okutamayacak ve bu nadir zekânın ortaya koyacağı eserleri göremeyecekti. Bu düşünceler, babasını rahatsız ediyordu. Son bir ümidi kalmıştı.

Zühd ve takvâ ehli olduğunu yakînen bildiği ve çok sevdiği bir arkadaşı vardı. Ona müracaata karar verdi. Son günlerinde bu zâtı yanına çağırarak bütün arzularını, birer birer ona anlattı. Evladının talim ve terbiyesiyle alâkadar olması ve ihtimam gösterilmesi için ona vasiyette bulundu ve evlâdını ona emanet etti.

Bu şefkatli pederin bıraktığı servet, neredeyse yok denecek kadar az olduğu gibi evladının terbiyesini havale ettiği zât da pek fakir bir felâketzede idi. Vasiyeti bizzât yerine getirmeye muvaffak olamadı. Keyfiyeti, Gazâlî (rah.) ve biraderine ifade etti. Muvâfakatlarını alarak her ikisini de Ahmed bin Muhammed er-Râzgânî Hazretlerinin medresesine kaydettirdi.

(Devamı var)

Hicrî:  26 Cemâziyelâhir  1447  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

KONU BAŞLIKLARI 2

KONU BAŞLIKLARI 3

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder