قال سُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَلجِهَادُ أَرْبَعٌ اَلْأَمْرُ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّهْيُ عَنِ الْمُنْكَرِ وَالصِّدْقُ فِي مَوَاطِنِ الصَّبْرِ وَشَنَاٰنُ الْفَاسِقِ. (فيض)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : جهاد دورتدر ؛ معروفى ( دينك كوزل كوردكلرنى ) أمرأتمك ، منكرلردن ( دينك حوش كورمديكى شيدن ) نهيتمك ، صبرأتمك إيجاب أدن يرده دوغرولقدان آيرلمامق ، فاسقلرى سوممك . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Cihâd dörttür; Ma’rufu (dînin güzel gördüklerini) emretmek, münkerden (dinin hoş görmediği şeylerden) nehyetmek, sabretmek icap eden yerde doğruluktan ayrılmamak, fâsıkları sevmemek.”
(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)
Hicrî: 25 Cemâziyelâhir 1447 Fazilet Takvim
Ashâb-ı Bedir: TALHA BİN UBEYDULLÂH -1
Hz. Talha (r.a.), Aşere-i Mübeşşere’den ve ilk Müslüman olanların sekizincisidir. Müslüman olmasını şöyle anlatmıştır:
Busrâ çarşısında dolaşırken bir rahip gördüm, ticaret için gelenlere, “Harem (Mekke) ehlinden kimse var mıdır?” diye sesleniyordu. “Ben varım” dedim. Bana, “Ahmed’i tanıyor musun?” diye sordu, “O kim?” dedim, “Abdülmuttalib oğlu Abdullâh’ın oğludur. Mekke, onun peygamber olacağı şehirdir. O, peygamberlerin sonuncusudur. Harem’den çıkacak, hurmalık ve taşlık bir beldeye (Medîne-i Münevvere’ye) hicret edecektir. Sakın onun ilk tâbilerinden olmak nimetini elinden kaçırma!” dedi.
Onun bu sözleri, kalbimde yer etti. Süratle Mekke’ye döndüm. “Bir haber var mı?” diye sordum, “Muhammedü’l-Emîn, peygamberlik davası ile çıktı. Ebûbekir de ona tâbi oldu.” dediler. Hz. Ebûbekir’in yanına gittim, beni, Resûlullah (s.a.v.) Efendimize götürdü, Müslüman oldum. Kendilerine râhibin sözlerini de haber verdim.
Daha sonra Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Medîne-i Münevvere’ye hicret ederlerken, Harrâr denilen mevkiden geçtiklerinde, Şam’dan ticaret kervanıyla gelen Talha (r.a.) Hazretleri ile karşılaştı. Hz. Talha, Peygamber Efendimiz ile Hz. Ebûbekir’e Şam kıyafetlerinden giydirdi ve Medîne Müslümanlarının, zât-ı Nebevîlerinin gelişini hasretle beklediklerini, geciktiğinden endişe içinde olduklarını bildirdi. Bunun üzerine Peygamberimiz, seyrini hızlandırdı. Hz. Talhâ da işlerini bitirmek üzere Mekke’ye gitti, dönerken de Hz. Ebûbekir’in ailesini Medîne’ye getirdi.
Bedir Gazâsı’ndan önce, Kureyş kervanından haber almak vazifesiyle Saîd bin Zeyd (r.a.) ile birlikte Şam tarafına gönderilmişlerdi. Vazifelerini yerine getirip Medîne-i Münevvere’ye döndükleri gün, Bedir Gazâsı yapıldığından, bilfiil bu gazâda bulunamamışlardır. Ancak Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz, ganimetten onlara da pay ayırmışlardır. Bu sebeple Bedir ashâbından sayılırlar. Uhud, Hendek vesair bütün gazâlarda Resûlullah Efendimizin maiyetinde bulunmuştur.
(Devamı yarın)
Hicrî: 25 Cemâziyelâhir 1447 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder