عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهَا عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : إِنَّكُمْ تُحْشَرُونَ حُفَاةً عُرَاةً قُلْتُ: اَلرِّجَالُ وَالنِّسَاءُ يَنْظُرُ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ قَالَ: إِنَّ الْأَمْرَ أَشَدُّ مِنْ أَنْ يُهِمَّهُمْ ذٰلِكَ. (ن)
حضرتى عائشه ( رضى الله عنها ) بيغمبريمزدن ( صلى الله عليه وسلم ) شويله روايت أتدى : ‘‘ محقق سز ، ( قيامت كونونده ) يالين آياق و جبلق اولرق حشرولوناجقسنز ’’ بيوردولر . بونون أؤزرينه بن ، ‘ قدنلر و أرككلر بربرلرينه باقمازلرمى ؟ ’ ددم . ‘‘ محقق ( او آن ) وظيت ، اونلريك بونى دوشونه ميه جكلرى قدار شتدتليدر . ’’ بيوردولر . "
Hz. Âişe (r. anhâ), Peygamberimiz’den (s.a.v.) şöyle rivâyet ett: “Muhakkak siz, (kıyamet gününde) yalın ayak ve çıplak olarak haşrolunacaksınız.” buyurdular. Bunun üzerine ben, ‘Kadınlar ve erkekler birbirlerine bakmazlar mı?’ dedim. “Muhakkak (o an) vaziyet, onların bunu düşünemeyecekleri kadar şiddetlidir.” buyurdular.
(Sünen-i Nesâî)
Hicrî: 16 Safer 1447 Fazilet Takvim
ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLMEK HAKTIR
Allâhü Teâlâ, kıyâmet günü birinci sûrun üflenmesiyle bütün mahlûkâtı, Celâl sıfatının tecellîsiyle yok eder. Sonra ikinci sûrun üflenmesiyle de Cemâl sıfatının tecellîsi olarak onları tekrar diriltir ve amellerine göre hak ettikleri karşılıklarını verir. Bütün ölüler; kabirdekiler, denizde ölmüş olanlar, yırtıcı hayvanların yediği ve yırtıcı kuşların kursaklarına giren bütün canlılar diriltilip haşrolunacak, ruhları kendilerine iâde edilecektir. Buna ba‘s denir.
Ölümden sonra dirilmek haktır. Bizim, cesetlerimizden başka bir de ruhumuz vardır. Bu ruhlarımızın, âhiret gününde tekrar yaratılacak olan cesetlerimize taallukuyla yeni bir hayata nâil oluruz. Şimdi nasıl ki bedenimizin cüzlerinin güzelce birbirine uyuşması ve intizamı sebebiyle yaşıyorsak, yarın âhirette de yine bu şekilde teşekkül edecek olan cesetlerimiz, yeni bir hayata mazhar olacaktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Şu kimselere hayret edilir: Allâh’ın yarattıklarını görüp dururken Allâhü Teâlâ hakkında şüpheye düşer. İlk dirilişi bilir de âhirette dirilmeyi inkâr eder. Her gece ve her sabah ölüp sonra yeniden dirilip dururken öldükten sonra dirilmeyi inkâr eder...”
Cenâb-ı Hakk’ın muazzam kudretine nazaran, yok olanı iade/tekrar yaratmak elbette mümkündür. Allâhü Teâlâ, insanın vücudunu yokluktan meydana getirmiştir. Onu yok ettikten sonra neden tekrar var etmeye kâdir olmasın?
Bir de insanlığın meskeni olan ve her bahar gelince yeni bir hayata kavuşup binlerce çeşit çiçekle, meyveyle süslenen yeryüzünü bir düşünelim. Buna, bu yeni hayatı veren kimdir? Kurumuş yerleri yeniden canlandıran hangi yüce kuvvettir? Bunları güzelce düşünüp insanların öldükten sonra o muazzam kudret ve kuvvet ile yeniden bir hayata nâil olacağını anlamalıdır. Nitekim Hak Teâlâ Hazretleri de -meâlen-: “Ve gökten, bereketli bir su indirdik, sonra onunla bahçeler ve biçilen ekin tanelerini bitirdik. Tomurcukları, birbiri üzerine kat kat yığılmış, meyveleri çoğalmış uzun hurma ağaçları bitirdik. Kullar için bir rızık olarak (bunları bitirdik) ve onunla (o su ile) bir ölmüş beldeyi dirilttik. İşte (kabirlerden) çıkış da böyledir.” buyurmaktadır.
(Kâf Sûresi, âyet 9-11)
Hicrî: 16 Safer 1447 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder