21 Eylül 2024 Cumartesi

AHDİNİ BOZANLAR İÇİN BİR İBRET


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : ثَلَاثٌ مَنْ كُنَّ فِيهِ فَهِيَ رَاجِعَةٌ عَلَى صَاحِبِهَا: اَلْبَغْيُ وَالْمَكْرُ وَالنَّكْثُ. (فيض)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : أؤج شى واردر كى كيمده بولونورسه او ( شيلريك شرى ) صاحبنه دونر : حدى آشب ظلمتمك ، هيله يابمق و عهدنى بوزمق . "

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:  “Üç şey vardır ki kimde bulunursa o (şeylerin şerri) sahibine döner: Haddi aşıp zulmetmek, hile yapmak ve ahdini bozmak.”

(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)

Hicrî:    18  Rebîulevvel  1446  Fazilet Takvim

 

AHDİNİ BOZANLAR İÇİN BİR İBRET

 

İsrâîloğulları, Dâvûd aleyhisselâm zamanında deniz sahilinde bulunan “Eyle” isminde bir beldeye yerleşmişlerdi. Bunlar balık avlamak ve satmakla geçimlerini sürdürürlerdi.

Cenâb-ı Hak, cumartesi günü balık avlamayı onlara yasaklamıştı. İsrâîloğulları da Dâvûd aleyhisselâm’a o gün avlanmamak üzere söz vermişlerdi. Fakat bir müddet sonra onlardan bir kısmı gizlice sahile havuzlar kazıp, denizden bu havuzlara arklar açtılar. O arkların ağızlarını cuma günü açarlar, cumartesi günü dalgalar vasıtası ile balıklar havuzlarına dolar, ertesi gün de bunları avlarlardı. Bu gibi hileler ile uzun müddet avlanmaya devam ettiler. Başlarına bir musibet de gelmeyince daha da cesaretlenerek artık cumartesi günleri de balık avlayıp yemeye, alıp satmaya başladılar ve ahidlerini bozdular. Bir tarafta dünyalık menfaat; balık avlamak, diğer tarafta Allâh’ın emir ve nehiyleri...

O vakit Eyle beldesinin halkı üç kısma ayrılmıştı:

Bir kısmı, Allâh’ın emirlerine uymayıp nehiylerinden kaçınmayanlar. Bunlar, dünyevî menfaat olan balık avlanmaya devam ediyorlardı. Görünürde avlanmıyor ama balıkların içine geçeceği arklar yapıyor, cumartesi gününden sonra da onları pazar günü avlıyorlardı.

Bir kısmı da Allâh’ın emirlerine uyup hakikaten avlanmıyor ama avlananlara da ses çıkarmıyorlardı.

Diğer bir kısmı ise hem avlanmıyor; emirlere uyup nehiylerden kaçınıyor, hem de avlananları ikaz ediyorlardı. Bunlar, evlerinin önüne bir çizgi çizerek onlardan ayrılıyorlardı. Artık nasihatlerini kabul etmeyince “Sizinle aynı yerde yaşayamayız” diyerek bulundukları beldeyi bir duvarla ikiye böldüler, onlardan tamamen ayrıldılar.

Bir müddet böyle devam etti. Mücrimler günahlarında ısrar edince Dâvûd (a.s.) aleyhlerinde dua etti ve hepsi Allâhü Teâlâ’nın gadabına uğradılar. Bir gün baktılar, onlardan gençler maymuna, yaşlılar hınzır suretine çevrilmişlerdi.

Bu tür helâk, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ümmetinden kaldırılmıştır. Ancak, bu ümmetin de kalpleri değiştiriliyor. Bu da suretlerine yansıyor. Burada ibret alınacak çok incelikler var. Bu dinin nurundan mahrum kalanlar, sapık görüşte olanlar hem madden hem manen vaziyetleri, perişan olmaktadır.”

Hicrî:    18 Rebîulevvel  1446  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder