15 Mayıs 2024 Çarşamba

NUREDDİN ZENGÎ’NİN ÂLİMLERE HÜRMETİ


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : أَفْضَلُ الذِّكْرِ لَا اِلٰهَ إِلَّا اللهُ وَأَفْضَلُ الدُّعَاءِ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ. (هـ)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : ذكريك أك فضيلتلسى ‘ لَا اِلٰهَ إِلَّا الله ’ ، دعانيك أك فضسلتلسى ‘اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ ’ در . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Zikrin en faziletlisi ‘Lâ ilâhe illallâh’, duanın en faziletlisi de ‘Elhamdülillâh’dır.”

(Sünen-i İbn-i Mâce)

Hicrî:     07  Zilkâde  1445  Fazilet Takvim

 

 

NUREDDİN ZENGÎ’NİN ÂLİMLERE HÜRMETİ

 

Nureddin Mahmud Zengî (rah.) (vefatı 1174), adaleti ve dindarlığı ile meşhur İslâm hükümdarlarındandır. Tasavvuf ehli zâtlara ve âlimlere, son derece hürmet eder, onlara tevâzu ile davranırdı. Meclisine o büyük zâtlardan biri gelse, ilk gördüğü anda ayağa kalkar, kucaklar ve bizzât yer gösterir, onlara hayli ihsanlarda bulunurdu. Bu sebeple uzak beldelerden birçok âlim gelip memleketine yerleşmişlerdi. Zira âlimler, onun yanında en yüksek itibarı görüyordu. Bu sebeple ümerâdan bazıları, zaman zaman bazı âlimleri kıskanırlar, Nureddin Zengî’ye o âlimler aleyhinde konuşurlar, o ise “Kim masumdur ki? Ancak kâmil olan, hatasının farkında olup onu düzeltebilendir.” cevabını verirdi.

Şâfiî fakîhlerinden Kutbüddin Nîsâbûrî (rah.), Horasan tarafından gelen âlimlerden idi. Nureddin Zengî, ona hayli itibar gösterirdi. Bir gün devlet adamlarından birisi, bu âlime haset ederek Nureddin Zengî’nin yanında Nîsâbûrî’yi yermeye başladı. Bunun üzerine Nureddin Zengî, onu susturup şu cevabı verdi:

“Eğer senin dediğin doğru olsa bile onda, senin saydığın bu küçük kusurlarının tamamını örtecek güzel bir amel ve hâl vardır ki o da ilim sahibi ve takvâlı olmasıdır. Ama senin gibilerde ise, onda saydıklarından kat kat büyük kusurlar vardır, bununla birlikte bu kusurlarınızı örtecek o âlimdeki gibi güzel bir hâliniz de yoktur. Eğer sen akıllıca düşünmüş olsan, kendindeki kusurlar, seni başkalarının kusurlarıyla uğraşmaktan alıkoyardı. Ben buna rağmen, sizin onca kusurlarınıza tahammül gösteriyorum. O âlim zâtın, bir küçük kusuruna mı tahammül göstermeyeceğim? Ben, onda güzel hâller varken, -doğru olsa bile- senin söylediklerini kabul etmem. Eğer bir daha âlimler hakkında böyle şeyler konuşursan seni cezalandırırım, dilini âlimler aleyhinde konuşmaktan tut!”

Hicrî:     07 Zilkâde  1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder