قَالَ
رَسُولُ الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
مِفْتَاحُ الْجَنَّةِ الصَّلَاةُ وَمِفْتَاحُ الصَّلَاةِ الْوُضُوءُ. (ت)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ."
جنتيك آناحتارى نامازدر . نامازيك
آناحتارى ده عبدستدر ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Cennetin anahtarı namazdır, namazın anahtarı da abdesttir.”
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 10 Receb 1439 Fazilet
Takvimi
ÎMÂNDAN SONRA EN BÜYÜK FARZ: NAMAZ
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri Mektûbât-ı Şerîfe’sinde şöyle buyurmuştur:
“…Îtikâdı (ehl-i sünnet îtikâdı üzere) tashih ettikten sonra sâlih ameller işlemek lazımdır. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlardır: “İslâm dîni beş temel üzerine kurulmuştur:
Allâh’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in (sallallâhü aleyhi ve sellem) Allâh’ın Resûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucu tutmak ve haccetmek.”
Bu şehâdet, Resûlullâh’ın (sallallâhü aleyhi ve sellem) teblîği ile sâbit olan şeylere îmân ve îtikaddır.
İkincisi dînin direği olan beş vakit namazı edâ etmektir, üçüncüsü malın zekâtını vermektir, dördüncüsü Ramazan ayı orucunu tutmaktır, beşincisi Beytullâhi’l-Harâm’ı (Ka’be-i Muazzama’yı) haccetmektir.
Namaz, Allâh’a ve Resûl’üne îmândan sonra en fazîletli ibâdettir ve îmân gibi lizâtihî hasendir. Diğer ibâdetler böyle değildir. Namazı, -fıkıh kitaplarında îzâh edildiği gibi- tam bir abdest aldıktan sonra, hiç gevşeklik göstermeden, Allâhü Teâlâ’nın huzurunda olduğunu düşünerek ve dikkatle edâ etmek lazımdır.
Namazın kâmil manada edâ olunabilmesi için kırâatte, rükû, sücûd, kavme (rükûdan sonra ayakta durmak), celse (iki secde arasında oturmak)ta ve diğer rükünlerde ihtiyatlı olmak lazımdır. Yine rükû, secde, kavme ve celsede ta’dîl-i erkâna son derece riâyet etmek ve bunu terk ve ihmalden son derece kaçınmak lazımdır.
Namazları, tembellik ve câhillik yaparak geciktirmeyi caiz görmeksizin ilk vakitlerinde edâ etmek lazımdır. Makbul kul, sırf Mevlâ’sının emri olduğu için onun emrine imtisal edendir. Allâhü Teâlâ’nın emrine imtisâli geciktirmek, itaatsizlik ve sû-i edebdendir.” (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 3 / m.17)
“…Îtikâdı (ehl-i sünnet îtikâdı üzere) tashih ettikten sonra sâlih ameller işlemek lazımdır. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlardır: “İslâm dîni beş temel üzerine kurulmuştur:
Allâh’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in (sallallâhü aleyhi ve sellem) Allâh’ın Resûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucu tutmak ve haccetmek.”
Bu şehâdet, Resûlullâh’ın (sallallâhü aleyhi ve sellem) teblîği ile sâbit olan şeylere îmân ve îtikaddır.
İkincisi dînin direği olan beş vakit namazı edâ etmektir, üçüncüsü malın zekâtını vermektir, dördüncüsü Ramazan ayı orucunu tutmaktır, beşincisi Beytullâhi’l-Harâm’ı (Ka’be-i Muazzama’yı) haccetmektir.
Namaz, Allâh’a ve Resûl’üne îmândan sonra en fazîletli ibâdettir ve îmân gibi lizâtihî hasendir. Diğer ibâdetler böyle değildir. Namazı, -fıkıh kitaplarında îzâh edildiği gibi- tam bir abdest aldıktan sonra, hiç gevşeklik göstermeden, Allâhü Teâlâ’nın huzurunda olduğunu düşünerek ve dikkatle edâ etmek lazımdır.
Namazın kâmil manada edâ olunabilmesi için kırâatte, rükû, sücûd, kavme (rükûdan sonra ayakta durmak), celse (iki secde arasında oturmak)ta ve diğer rükünlerde ihtiyatlı olmak lazımdır. Yine rükû, secde, kavme ve celsede ta’dîl-i erkâna son derece riâyet etmek ve bunu terk ve ihmalden son derece kaçınmak lazımdır.
Namazları, tembellik ve câhillik yaparak geciktirmeyi caiz görmeksizin ilk vakitlerinde edâ etmek lazımdır. Makbul kul, sırf Mevlâ’sının emri olduğu için onun emrine imtisal edendir. Allâhü Teâlâ’nın emrine imtisâli geciktirmek, itaatsizlik ve sû-i edebdendir.” (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 3 / m.17)
Hicrî: 10 Receb 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder