31 Temmuz 2015 Cuma

ALLAH TERTEMİZ OLANLARI SEVER




قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الله طَيِّبٌ يُحِبُّ الطَّيِّبَ، نَظِيفٌ يُحِبُّ النَّظَافَةَ، كَرِيمٌ يُحِبُّ الْكَرَمَ، جَوَادٌ يُحِبُّ الْجُودَ. (ع)
" محقق الله تعالى نقصان صفتلردان منزه تر ، كوزه لى سور . نازفتر ، تمزليغى سور . كريم در ، لطف واحسانى سور . جواد در جومرتليغى سور ."
Muhakkak Allâhü Teâlâ noksan sıfatlardan münezzehtir, güzeli sever. Naziftir, temizliği sever. Kerîm’dir, lütuf ve ihsânı sever. Cevad’dır, cömertliği sever.”
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ebû Ya’lâ)
Hicrî: 15 Şevval  1436   Fazilet Takvimi 

ALLAH TERTEMİZ OLANLARI SEVER


Tevbe sûresinin “…  فٖيهِ رِجَالٌ يُحِبُّونَ اَنْ يَتَطَهَّرُوا وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُطَّهِّرٖينَ
O (temeli takva üzerine kurulan Kubâ mescidi)nde öyle adamlar vardır ki (maddî ve manevî bütün pisliklerden, günahlardan ve kötü ahlâktan) tertemiz olmayı severler. Allâhü Teâlâ da iyi temizlenenleri sever.” meâlindeki 108. âyet-i kerîmesi nâzil olunca Resûlullâh (s.a.v.) muhâcirler ile beraber yürüyüp Kubâ mescidinin kapısına vardılar. İçeride oturan Ensâr’a:
“Siz müminsiniz, değil mi?” diye sordular.
Cemaat sükût edip cevap vermediler. Sonra tekrar sorunca Hz. Ömer (r.a.):
“Ya Resûlallâh! Elbette müminler. Ben de onlarla beraberim” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
“Kazaya râzı olur musunuz?” Evet, dediler.
“Belâya sabreder misiniz?” Evet, dediler.
“Bollukta şükreder misiniz?” Evet, dediler. Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
“Ka’be’nin Rabbi hakkı için bunlar mümindirler.” buyurup oturdular. Sonra:
“Ey Ensâr cemaati! Allâhü Teâlâ sizi övdü. Siz abdestte ne yapıyorsunuz?” buyurdular.
“Büyük ve küçük abdest bozduktan sonra tertemiz temizleniriz.” diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Tevbe sûresinin 108. âyetini okudular.
Ebû Eyyûb-i Ensâri Hazretleri:
“Yâ Resûlallâh! Bu âyette bahsedilenler kimlerdir?” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
“Onlar def-i hâcetten (büyük abdest bozduktan) sonra su ile temizlenirler ve cünüp durmazlar, gecenin tamamında cünüp olarak uyumazlar.” buyurdular.
Hicrî: 15 Şevval  1436   Fazilet Takvimi 



30 Temmuz 2015 Perşembe

HER İHTİYAÇ İÇİN DUA ETMEK




قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا مِنْ دَعْوَةٍ يَدْعُو بِهَا الْعَبْدُ أَفْضَلَ مِنْ اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْمُعَافَاةَ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ. (هـ)
" قولون  اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْمُعَافَاةَ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ  ( يارابى سندن دنياده و آخرتده عافيت إستيورم ) ديه دعا أتمسندن داها فضيلتلى هجبر دعا يوقدر ."
Kulun ‘Allâhümme innî es’elüke’l-muâfâte fi’d-dünyâ ve’l-âhireti’ (Yâ Rabbi! Senden dünyâda ve âhirette âfiyet istiyorum) diye duâ etmesinden daha fazîletli hiçbir duâ yoktur.” 
 (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 14 Şevval  1436   Fazilet Takvimi 

HER İHTİYAÇ İÇİN DUA ETMEK


Hazret-i Ebûbekr-i Sıddîk radıyallâhü anh buyurdu:
“Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki: Cebrâîl aleyhisselâm, Allâhü Teâlâ’nın ümmetime şöyle söylememi emrettiğini bildirdi:
‘Sabaha çıktıklarında, akşamladıklarında ve uykuya yatacakları vakit on defa ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ desinler. -Onlar bunu okuduklarında- uykuya yatarken onlardan dünya belalarını, akşama erdiklerinde şeytanın hilelerini, sabaha erdiklerinde de gazabımı kaldırırım.
Muhakkak başa gelen güçlükler ve inen belalara karşı duâ Cenâb-ı Hakk’ın takdirine râzı olmaya mâni değildir. Nitekim Eyyûb aleyhisselam şöyle duâ etti
اَنّٖى مَسَّنِىَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِمٖينَ
(meâli): “Başıma bu dert geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin.” (Enbiya sûresi, âyet 83)
Evliyâ’nın üç vasfı vardır:
Her şeyde Allâhü Teâlâ’ya itimad edip güvenmek.
İhtiyaçlarını ve fakirliklerini sadece Allâhü Teâlâ’ya arzetmek.
Dâimâ Allâhü Teâlâ’ya yönelmek.
Fudayl bin Iyâz (rh.) buyurdu:
İnsanlar kendilerinden hiçbir şey istemeyeni severler. İnsanların en sevmedikleri ise herşeyi onlardan isteyenidir.
İnsanların Allâhü Teâlâ’ya en sevimlisi ise Allâhü Teâlâ’ya muhtaç olup ondan ihtiyacını isteyendir.
İnsanların Allâhü Teâlâ katında en sevimsizi de Allâhü Teâlâ’ya ihtiyacını arzetmeyen, ondan hiçbir şey istemeyendir.

NE EKERSEN ONU BİÇERSİN

Bir adamı yaşlı birisini döverken gördüler. Ne oluyor, diye sorulunca yaşlı olan:
“Ona karışmayın. Ben babamı burada dövmüştüm. Allâhü Teâlâ da bana bu belayı verdi. Şimdi de oğlum beni aynı yerde dövüyor. Başıma gelen, yaptığımın karşılığıdır. Onu hiç ayıplamayın. Ben kendi yaptığımın cezasını çekiyorum.” demiş.
Hicrî: 14 Şevval  1436   Fazilet Takvimi 



29 Temmuz 2015 Çarşamba

BİZANSLI GENERALİN MÜSLÜMAN OLMASI




قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:   اَكْرِمُوا حَمَلَةَ الْقُرْآنِ فَمَنْ اَكْرَمَهُمْ فَقَدْ اَكْرَمَنِي. (فيض)
" قرآن كريم أزبرليب اوقويان واونونله عمل أدن كمسلره حورمت أدينز كم حورمت أدرسه بانه حورمت أتمش در ."
Kur’ân-ı Kerîm’i ezberleyip okuyan ve onunla amel eden kimselere hürmet ediniz. Kim onlara hürmet ederse bana hürmet etmiştir.
(Hadîs-i Şerîf, Feyzu’l-Kadîr)
Hicrî: 13 Şevval  1436   Fazilet Takvimi 

YERMÜK HARBİNDE BİZANSLI GENERALİN MÜSLÜMAN OLMASI


Yermük Harbinde (M. 634) (Doğu Roma) Bizans generallerinden meşhur Yorgi harb meydanına gelip Hâlid bin Velîd Hazretleri ile aralarında şöyle konuşma geçti:
Yorgi: “Ey Hâlid! Sizin Peygamberinize gökten bir kılıç indi de o da sana mı verdi ki onunla hangi kavim üzerine hücum etsen onları bozuyorsun?” dedi.
Hazret-i Hâlid: “Hayır” dedi.
Yorgi: “O halde sana niçin ‘Seyfullah (Allah’ın kılıcı) denildi?”
Hazret-i Hâlid: “Allâhü Teâlâ, bizlere Peygamber gönderdi. Ben, onu yalanlayıp onunla harp edenler içinde idim. Sonra bana ilâhî hidayet erişip ona tâbi oldum. Peygamberimiz (s.a.v.) bana: ‘Sen, Allâh’ın müşrikler üzerine sıyırdığı kılıcısın” dedi ve Allâh’ın bana yardım etmesi için duâ etti’ dedi.
Yorgi: “Neye davet ediyorsunuz? Bana söyle.” dedi.
Hazret-i Hâlid: “Ya Müslüman olun, ya cizye verin, yoksa sizinle harp ederiz. Bu üç şeyin birine davet ederiz,” dedi.
Yorgi: “İslâm’ı kabul edenlerin rütbesi nedir?” dedi.
Hazret-i Hâlid: “Onun rütbesiyle bizim rütbemiz birdir?”
Yorgi: “Onun için de sizin gibi ecir ve mükâfat var mıdır?”
Hz. Hâlid: “Evet. Belki o, bizden daha faziletlidir. Zira biz, Peygamberimiz sağ iken ona inanıp tabi olduk. Bize gaybden haber verirdi. Ondan acayib şeyler ve mucizeler gördük. Gördüğümüzü gören ve işittiğimizi işiten kimsenin Müslüman olması lâzım gelir. Siz ise, bizim gibi görmediniz, bizim gibi işitmediniz. Sizden samimiyet ile İslâm dînine giren bizden daha faziletli olur” diye cevap verdi.
Yorgi, Hz. Hâlid’in telkiniyle kelime-i şehâdet getirdi, gusül edip iki rek’at namaz kıldıktan sonra hemen kılıcını çekip Hâlid ile beraber düşman üzerine hamle etti. Böyle meşhur bir generalin harp meydanında müslüman oluvermesi Bizanslılar’ın pek gücüne gitti.
Başkumandan Hz. Hâlid ve General Yorgi, pek şiddetli ve uzun muharebeler ettiler. Gündüzün son vaktinde General Yorgi şehid oldu. Bir gün içinde çok büyük bir dereceye kavuştu. Rahmetullahi aleyh.
Hicrî: 13 Şevval  1436   Fazilet Takvimi