26 Temmuz 2014 Cumartesi

BEDBAHT KİMDİR



Hadîs-i Şerîf:
 "Oruç, (sadece) yemeyi ve içmeyi terk etmek(ten ibâret) değildir. Hakîkî oruç, boş, faydasız ve çirkin sözleri terk ederek tutulan oruçtur." 
(Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Sünen-i Kübrâ)
Hicrî: 24   Ramazan 1435   •Fazilet Takvim

BEDBAHT KİMDİR


Resûlullah (s.a.v) minbere çıkıyordu.
Birinci basamağa çıkınca "Amîn!" buyurdu. Sonra ikinci basamağa çıktı. Yine "Amîn!" buyurdu. Daha sonra üçüncü basamağa çıktı ve tekrar "Amîn!" buyurdu. Ashab-ı kiram sordular:
Yâ Resûlallah! Üç defa âmîn dediğinizi duyduk; bunun sebebi ne idi?
Cevaben şöyle buyurdu:
"Birinci basamağa çıktığımda Cebrâil (a.s.) geldi ve 'Ramazan ayına kavuşup bu ay çıktığında günahları bağışlanmamış olan kimse bedbaht olsun!' dedi; ben de Amîn, dedim.
Sonra (İkinci basamağa çıktığımda): 'Anasına, babasına veya ikisinden birine kavuşup onların rızasını kazanarak cennete giremeyen kimse bedbaht olsun!' dedi; ben de Amîn, dedim. Sonra (Üçüncü basamağa çıktığımda): 'Yanında senin mübarek ismin anıldığında sana salavât okumayan kimse bedbaht olsun!' dedi; Bunun üzerine ben de Amîn, dedim." (Tirmizî)

MUTFAĞIMIZ:. ŞAM TATLISI

Malzemeler: 1'er su bardağı irmik, şeker, un, yoğurt; 1 çay kaşığı karbonat, tuzsuz yer fıstığı.
Şerbet için: 2 su bardağı şeker, su ve yarım limon suyu. Hazırlık: Bir kap içinde yoğurt ve şeker mikserle çırpılıp irmik, un, karbonat karışımı azar azar ilave edilir ve karıştırılır. Hamur akıcı bir halde olmalıdır.
Tereyağı ile yağlanan (30 cm çapındaki) tepsi içerisine hamur yayılıp üzeri düzeltilir. 30 dakika dinlendirildikten sonra fıstıkları dizmek için dilimlenir ve fıstıklar dizilir. 180 derece ısıtılmış fırının orta rafında 30 dakika pişirdikten sonra ıslak bıçak ile dilimlenir. Soğuk veya ılık şerbet verilir. Soğuk servis edilir.
Hicrî: 24   Ramazan 1435   •Fazilet Takvim



ABÂDİLE KİMDİR?



Hadîs-i Şerîf:
 "Oruçlu olan bir kimse bir mü'mini gıybet veya ona ezâ ve cefâ etme¬dikçe iftar edinceye kadar ibadettedir."
 (Hadîs-i Şerîf, Suyûtî, el- Câmiu's-Sağir)
Hicrî: 23   Ramazan 1435   •Fazilet Takvim

ABÂDİLE KİMDİR?

Abâdile, Abdullahlar demektir. Sahâbe-i Kiram'dan ismi Abdullah olanların adedi 220 veya 300'e yakındır.
Fıkhî bir meselede 'Abâdile' denildiği zaman Abdullah bin Abbas, Abdullah bin Ömer, Abdullah bin Zübeyr ve Abdullah bin Amr bin As (r.anhüm) kastolunur.
Abâdile'nin kavli demek, o meselede bu dört zâtın müttefik olduğuna işarettir.
Ashâb-ı Kirâm'ın büyüklerinden ve fukahâsından Abdullah bin Mesud (r.a.) ıstılâhî olarak Abâdile'den değildir. Çünkü Abâdile' ıstılahı onun vefatından sonra kullanılmaya başlanmıştır.

"HİMMETİN YÜCELİĞİ ÎMANDANDIR"


Bir gün, hatırı sayılır birkaç kişi Ali Râmitîni Hazretlerinin ziyaretine geldi. Fakat yanında onlara ikram edecek bir şeyi yoktu. Buna çok üzüldü. Bir şeyler temin etmek için evinden çıkınca, mürîdlerinden, paça satan ihlâslı bir genç ile karşılaştı. Elinde bir çömlek vardı. Tevazu ile Ali Râmitini Hazretlerine "Bu yemeği, müsafirleriniz ve hizmetçileriniz için pişirdim. Kabul buyurmanızı istirhâm ediyorum." dedi. Ali Râmitini Hazretleri, gencin böyle bir zamanda bu yemeği getirmesinden son derece memnun olup ona iltifat ettiler. Yemeği müsafirlerine ikram ettiler. Daha sonra o genci çağırtıp: "Evladım! Bu hizmetin gayet güzel ve yerinde oldu. Şimdi sen ne istersen iste, muradın hâsıl olur; Allâhü Teâlâ istediğini verir." buyurdular. Gayet akıllı olan genç:
"Efendim! Zâhirde ve bâtında sizin gibi olmak istiyorum." deyince Ali Râmitini Hazretleri "Bu gayet ağır bir yüktür. Sen buna tahammül edemezsin." buyurdular fakat genç tevazu içinde:
"Benim isteğim budur, başka hiçbir şey istemiyorum." diye niyazda bulundu. 'Peki, öyle olsun' deyip gence teveccühte bulundular. Bir saat sonra gencin sûreti ve sîreti, zâhiri ve bâtını Ali Râmitini Hazretlerine benzedi. Öyle ki ikisini birbirinden ayırmak mümkün değildi. Genç, bundan sonra kırk gün yaşadı ve bu yükün ağırlığına daha fazla tahammül edemeyip hakkın rahmetine kavuştu.
Hicrî: 23   Ramazan 1435   •Fazilet Takvim





19 Temmuz 2014 Cumartesi

MÜMİNİN FİRASETİ



 Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: 
 "Muhakkak oruçlunun, iftar anında ettiği duâlar reddolunmaz."
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 22   Ramazan 1435   •Fazilet Takvim

MÜMİNİN FİRASETİ


Hâce Abdülhâlık Gucdüvânî Hazretleri, bir âşûra günü mürîdlerine mârifet hakkında sohbet ediyordu. Koltuğunda seccâdesi, sırtında hırkası ile zâhid sûretinde bir genç huzuruna geldi. Hâce Hazretleri ona baktı. Bir müddet sonra bu genç ayağa kalkıp "Resûlullâh (s.a.v.), 'Mü'minin firâsetinden sakınınız. Zira o Allâhü Teâlâ'nın nuruyla bakar.' buyurdular. Bu hadîs-i şerifin sırrı nedir?" diye sordu.
Hâce Hazretleri, bu hadîsin sırrı, belindeki zünnar (Hristiyan keşişlerin bağladığı kuşak)ı kesmen ve Allâhü Teâlâ'ya îman etmendir, buyurdular. Genç, zünnar kuşanmaktan Allâh'a sığınırım, dedi. Hâce Hazretleri hizmetkârına, bakmasını işaret etti. Hizmetkâr kalkıp hırkasını açınca altında zünnarı gördü. O genç, zünnarı kesip hemen Müslüman oldu. Hâce Hazretleri,
"Dostlarım ve mürîdlerim! Bizler de zünnarı keselim ve tevbe edelim. Bu, ahdi yenilemektir. Bu genç zâhirî zünnarı kestiği gibi biz de gurur ve kibirden ibaret olan bâtınî zünnarı keselim. Bu genç bugün bağışlandığı gibi biz de mağfirete nâil olalım." buyurdular. Bu sözlerinden mürîdlerde manevî bir hal hâsıl olup hepsi Hâce Hazretlerinin ayaklarına kapandılar ve tevbelerini yenilediler.


FIKRA:         NASRETTİN HOCANIN HESABI
Hoca Efendi bir gün hamama gider. Hamamcılar hocaya bir eski peştamal, bir de eski havlu verir, pek itibar etmezler. Hoca bir şey demeyip çıkarken on akçe bırakır. Hamamcılar hem şaşırır, hem de sevinirler.
Bir hafta sonra hoca yine hamama gelir, bu defa hamamcılar fevkalade itibar ederler. Sırmalı havlular, ipekli peştemallar verirler. Hoca yine bir şey demeyip çıkarken bir akçe bırakır. Hamamcılar bu sefer şaşır­makla beraber bahşişin azlığından hiddetlenip: "Efendi, bu ne biçim muamele" dediklerinde hoca: "Bunda şaşılacak bir şey yok. Bugün verdiğim bir akçe geçenki hamam hakkıdır. Geçenki bugünün ücretidir." der.
Hicrî: 22   Ramazan 1435   •Fazilet Takvim




18 Temmuz 2014 Cuma

KADİR GECESİ'Nİ ARAMAK



Hadîs-i Şerîf:
 "Allâhü Teâlâ ümmetime, daha önce hiçbir ümmete vermediği Kadir Gecesi'ni ihsan etti.
(Hadîs-i Şerîf, Deylemî, Müsnedü'l- Firdevs)
Hicrî: 20   Ramazan 1435   •Fazilet Takvim

KADİR GECESİ'Nİ ARAMAK


İmâm-ı Şa'rânî Hazretleri, Kadir Gecesi'nin kaçıncı gece olduğunu, Ramazân-ı Şerîfin giriş günlerine göre şöyle tesbit etmiştir:
•  Pazar günü girerse, 28'i 29'a bağlayan gece.
•  Pazartesi günü girerse, 20'yi 21'e bağlayan gece.
•  Salı günü girerse, 26'yı 27'ye bağlayan gece.
•  Çarşamba günü girerse, 18'i 19'a bağlayan gece.
•  Perşembe günü girerse, 24'ü 25'e bağlayan gece.
•  Cuma günü girerse, 16'yı 17'ye bağlayan gece.
•  Cumartesi günü girerse, 22'yi 23'e bağlayan gece.
İmâm-ı Şa'rânî Hazretleri 30 sene Kadir Gecesi'yle bu usûle göre müşerref olmuşlardır.
Birçok evliya bu usûlle Kadir Gecesi'ni bulmuşlardır. Kadir Gecesi'nin bu ay içerisinde hangi gece olduğunun gizlenmesi, mü'minlerin her geceyi Kadir Gecesi bilip, her gece çokça ibâdet etmeleri içindir.
Kadir Gecesi'nde hava berrâk ve güzel olur. O gece her şey Allâh'a secde eder. Denizlerin suyu bir an için tatlılaşır. Mü'minler afv-ı ilâhî ve mağfiret-i sübhânîye mazhar olurlar. (Duâ ve İbâdetler, Fazîlet Neşriyat)
Netîce olarak Ramazân-ı Şerîf hangi gün girerse girsin, bu hesaba göre Kadir Gecesi, cumartesiyi pazara bağlayan geceye isabet etmektedir. Ramazân-ı Şerîfin ikinci yarısında iki adet cumartesi gününden 17, 19 gibi tek sayılı gece Kadir Gecesi'dir.


FIKRA:     BUYUR KÜRKÜM, YE!


Nasreddin hoca dâvet olunduğu bir ziyafete eski elbisesiyle gider. Kimse ehemmiyet vermez. Hoca gizlice hemen evine koşup yeni elbisesiyle kürkünü giyip, gelir. Hocayı büyük bir hürmetle kapıdan karşılayıp en başa oturturlar. Nefis yemekler getirirler. Hoca kürkünü yemek sahanına uzatıp "Buyur kürküm, ye" der. Halk; "Hoca Efendi, ne diyorsun" deyince gördüğü muameleyi anlatır ve "Mademki ikram kürkedir, yemeği de o yesin." der.
Hicrî: 20   Ramazan 1435   •Fazilet Takvim



NAZAR HAKTIR"



Hadîs-i Şerîf:
 "Kul, üç şeyden dolayı hesâba çekilmez: Sahur yemeği, iftar yemeği ve (din) kardeşleri ile yediği yemeklerdir." 
(Hadîs-i Şerîf, İhyâu Ulûmiddîn)
Hicrî: 19   Ramazan 1435   •Fazilet Takvim

"NAZAR HAKTIR"


Nazar haktır. Nazardan Allâhü Teâlâ'ya sığınmalıdır. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
•    "Kaderi geçecek bir şey olsaydı onu, nazar geçerdi." (Sahîh-i Müslim)
•   "Kendisinin veyâ kardeşinin bir şeyi bir kimsenin hoşuna gidince bereketle dua etsin. Çünkü nazar değmesi hakdır."
•   "Her kim hoşuna giden bir şeyi görünce "Mâşâallâh, lâ kuvvete illâ billâh" derse o şeye nazar (göz değmesi) zarar vermez."
•  "Nazar haktır. Nazara, şeytanın ve âdemoğlunun hasedi sebep olur."
•  "Allâhü Teâlâ'nın kitabında nazar için sekiz âyet vardır:
Fâtiha-i Şerîfe ve Ayetü'l-Kürsî." (Fâtiha-i Şerîfe yedi, Ayetü'l-Kürsi bir âyettir.)
Nazar değmesin diye çocukların elbisesine boncuk işlenmesi, nazarlıklar takılması câiz değildir. Bunlar câhiliyyet devri âdetidir. Bizde "Mâşâallah, Tebârekellâh" denilmesi âdettir. Fakat ekin tarlalarında, bostanlarda birer değnek üzerine hayvan kafası takılmasında bir mahzur yoktur. Bunlar, birer korkuluktur; bazı zararlı kuşların, hayvanların buralara gelip zarar vermesine ve göz değmesine mâni olur. Çünkü göz değmesi çok kere olur.
İnsana da, hayvana da, mala da göz değebilir. Öyle olunca tarlaya, bostana bakacak kimselerin gözleri ilk evvel bu yüksek korkuluklara dokunur. Artık ondan sonra ekinlere vesâireye dokunmasında bir zarar kalmayabilir.

BEYİT:
Halk-ı cihan lûtf ile hep şâd olur.
Bir söz ile bir gönül âbâd olur.
                              Âzerî Çelebi (İbrâhim)
Hicrî: 19   Ramazan 1435   •Fazilet Takvim


EY ŞAN ŞEREF VE İZZET SAHİBİ ALLAH'IM!



EY ŞAN ŞEREF VE İZZET SAHİBİ ALLAH'IM!


DUA:

Ey şan şeref ve izzet sahibi Allah'ım!
Ey âlemlerin en büyüğü, en mükemmeli, en yükseği en yücesi Allah'ım!
Senden izzet ve kuvvet istiyoruz.
Yolunda savaşan mücahitlere yardım et.
Allah'ım, onların her daim yanındasın ve onlar da seninle,
Onlara zafer ver, ve onları güçlendir.
Allah'ım onların görüşlerini birleştir.
Onların silahlarını aynı hedefte birleştir.
Kelimelerini birleştir.
Ve Allah'ım onların kalplerini ıslah et.
Allah'ım, o mücahitleri kendi elinle düşmanlardan koru.
Allah'ım, o mücahitleri kendi elinle düşmanlardan koru.
Allah'ım, düşmanlarının birliklerini yerle bir et.
Ve onların birliklerini mahvet.
Ve onların gücünü zayıflat.
Ve onların gönüllerine korku yerleştir.
Allah'ım, bizim kaderimiz senin elindedir.
Bizim işlerimizin tümü sana döner.
Ve bizim durumumuzdan habersiz değilsin.
Biz, ızdırabımızı sana bildiririz.
Üzüntümüzü ve şikâyetimizi sana bildirirriz.
Zalimlerin adaletsizliğini yalnız sana şikâyet ediyoruz.
Zalimlerin adaletsizliğini yalnız sana şikâyet ediyoruz.
Ve facirlerin zulmünü.
Ve ihanet eden suçluların cezasını…
Sanadır, Allah'ım hristiyanların tüm kinini, nefretini, adaletsizliğini Sana şikâyet ediyoruz.
Allah'ım karanlığı (kötü hükümdarlığı) zalimler gerçekten uzattılar.
Allah'ım karanlığı (kötü hükümdarlığı) zalimler gerçekten uzattılar.
Allah'ım karanlığı (kötü hükümdarlığı) zalimler gerçekten uzattılar.
Dinsizlerin kini derine uzanmış.
Ve yöneticiler suçlular…
Allah'ım …
Allah'ım Onların üzerine doğruluk eli gönder.
Kötülüğü onunla kaldır
Ve bizim izzetimizi geri döndür.
Ve onunla düşmanımızı yok et.
Allah'ım…
Allah'ım onların zulüm ve adaletsizliklerini Sana bildiriyoruz.
Allah'ım onların zulüm ve adaletsizliklerini Sana bildiriyoruz.
Allah'ım küfrün ve fesadın merkesi olan amerikanın kuvvetini başlarına geçir.
Allah'ım küfrün ve fesadın merkesi olan amerikanın kuvvetini başlarına geçir.
Allah'ım onların tümü Senin farkında onlar Senin arzında fesadı yayıyorlar.
Ve onlar Senin kullarını öldürdü ve onlar Senin dinini aşağıladılar.
Allah'ım Sen onların hepsinden haberdarsın ve hepsinden güçlüsün.
Allah'ım onlara gücünle karşılık ver.
Allah'ım onlara Ad kavmine gönderdiğin fırtınayı gönder.
Ve onlara Semud'un çığlığını, Nuh kavminin tufanını gönder.
Allah'ım gökyüzünü onların başlarına geçir.
Ve yertyüzünden dağıt.
Allah'ım onların devletlerini parçala.
Allah'ım onların ülkelerini böl ve şiddetle parçala.
Hay ve kayyum Allah'ım!
Kullarını güçlü yumruklar kıl.
Allah'ım mücahitlere direnişli kalmayı bahşet.
Allah'ım esir kardeşlerimize hürriyet nasip et.
Allah'ım onları tutsaklıktan kurtar.
Allah'ım onları güçlü yumruklar kıl.
Allah'ım onların imanlarını muhafaza et.
Allah'ım onları kalelerine ulaştır.
Allah'ım onlara işkenceden kurtuluş yolu yarat.
Allah'ım onlara işkenceden kurtuluş yolu yarat.
Allah'ım onlara işkenceden kurtuluş yolu yarat.
Allah'ım onları zulümleriyle yok et. Sen güç ve kudret sahibisin.
Allah'ım onların hırsını öfkesini kendilerine çevir, hedeflerini başkarına yık,
Ve onların tuzaklarını başlarına geçir.
Ya âlemlerin Rabb'i!
Hay ve Kayyum olan Allah'ım!
Ya Celal ve İkram sahibi!
Ya duaları duyan, Ya dualara icabet eden!
Tüm dualarımız Sanadır. Tüm sözünün ve vaadinin farkındasın.
Ve Sen kabul edensin. Sen her zaman doğru söylersin.
“Bana dua edin size icabet edeyim”
Allah'ım dualarımıza icabet et.
Ya Hay ve Kayyum olan Allah'ım!
Göklerde ve yerde sınırsız güç sahibi olan!
Mescid-i Aksa'yı, yahudi zulmünden kurtar.
Mescid-i Aksa'yı, yahudi zulmünden kurtar.
Allah'ım her karanlık kafirden mescid-i aksayı kurtar.
Allah'ım Mescid-i Aksa'yı özgürce görerek dinlendir ve kindar yahudiden kurtar.
Ey Celal ve İkram sahibi Allah'ım!
Bütün canlılar Sana boyun eğmektedir. Sen rahmet edicisin.
Ey nefisleri tek olarak yaratan Allah'ım!
Allah!ım sen çok yücesin.
Ey mükemmel güç sahibi Allah'ım!
Senden islam ve müslümanlara izzet vermeni istiyoruz.
Ey Hay ve Kayyum olan Allah'ım!
Allah'ım ulema ve emir sahiplerini koru.
Allah'ım ulema ve emir sahiplerini koru.
Ve Senin yolunda olan muhlisleri.
Ve bizim makamımızı, iyliği emir, kötülükten men edenlerin makamına yükselt.
Ve onu emredenleri, müslümanların üzerine gönder.
Ey Hay ve Kayyum olan Allah'ım!
Ey Celal ve İkram sahibi Allah'ım!
Nefislere imanı bahşeden Allah'ım!
Onların şereflerini konuşmamla karala.
Ve hallerini göster.
Ve Sana karşı hiçbir koruyucu yoktur.
Allah'ım onların kaderini ızdırap olarak yaz.
Allah'ım onların kaderini ızdırap olarak yaz.
Ve onların kaderini felaket kıl.
Allah'ım onların sağlıklarını hastalığa çevir.
Ve afiyetlerini hastalığa çevir.
Ve zenginliklerini fakriliğe çevir.
Ve kuvvetini zaafa dönüştür.
Amin

دعاء

 اللَّهُـمَّ يـَـا مَنْ لَهُ العِـزَةُ والجَـلالِ
يــَـا مَنْ لَهُ القـُدْرَة والكَمـَــال
يــَـا مَنْ هوَ الكَبيــرُ المُـتَعَـال
نسألـُكَ اللَّهُمَّ عـِـزاً وَتـَمْـكيـنا
وَنَصْــراً للمُجـَاهـِديـنَ فـي سَبيــلِكْ
اللَّهُـمَّ كـُنْ لـَهـُـم وَمَعـَهُـمْ
اللَّهُـمَّ انـْصُرْهـُم وَقـَوِّهِـمْ
اللَّهُـمَّ سـَدِّدْ رَأيــَهـُمْ
وَصَـوِّبْ سِــهَامَـهُـمْ
واجـْمَـعْ كـَلـِمـَتـَـهـُمْ
وأصلح اللَّهُــمَّ قــُلوبـَـهُـمْ
اللَّهُـمَّ عَلَيـّـكَ بـِأَعدَائِــهـِمْ
اللَّهُـمَّ عَلَيـّـكَ بـِأَعدَائِــهـِمْ
اللَّهُـمَّ فـَـرِّقْ جـَمـْعَهـُم
وَشــَـتِّـتْ شـَمْـلهــــــم
واكسر شـَوْكــَتــَهـُمْ
وَاقـْذِف الرُعْـبَ في قـُلـُوبـِهـِمْ
اللَّهُـمَّ إنَّ نـَوَاصِـينا بـِـيــَدَيــكْ
وَأمورَنــا تــَرجـِعُ إِلــَيــكْ
وَأَحْوَالنا لا تـَخْـفَى عـَلـيكْ
إِلـَيـكَ نـَرفَعُ بَثـّـَنا وَحـُزنـَنَا وَشِـكـايَـتـَنـا إِلـَيـك
اللَّهُــمَّ نَشْـكـوا ظـُلـمَ الظـَـالِـمـيـــن
وَقَسْـوَةَ الـفَاجـِرينْ وتـَسَـلـُطَ الخـَوَنـَةَ الـمُجْـرِمِيـنْ
اللَّهُـمَّ إِلـَيـك نـَـشْـكوا ظــُلْـمَ النـَصَارى الحـَاقـِديـنْ
اللَّهُـمَّ طـَـالَ لَيـّـلُ الظـَـالِـمـيـــنْ
اللَّهُـمَّ طـَـالَ لَيـّـلُ الظـَـالِـمـيـــنْ
أللَّهُـمَّ طـَـالَ لَيـّـلُ الظـَـالِـمـيـــنْ
وَامْتَـدَّ عِـدَاءُ الـمُـلحِـدين وَأَيّـنَعَـتْ رُؤوس المُجْـرِمِينْ
اللَّهُـمَّ فـَسَـلِـط عَـليهم يـَداً مِنَ الـحَـقِ حَـاصِـدَة
تَـرفَعُ بـِهَا ذلـَنَا وَتعِـيدَ بـِهَا عِـزَّنا وَتـُسْقِـطَ بها عـدوّنا
اللَّهُـمَّ عَلَيـّـكَ بمعقل الظـُـلمِ وَالإِلـحـاد
اللَّهُـمَّ عَلَيّـكَ بِـمَعْـقـِـلِ الظُـلمِ وَالإِلحـاد
اللَّهُـمَّ عَلَيـّـكَ بـأَمـريـكا معْـقـِلِ الكُـفـْرِ والفـَسـَادْ
اللَّهُـمَّ عَلَيّـكَ بـأَمـريـكا مَعْـقـِلِ الكُـفـْرِ والفـَسـَادْ
اللَّهُـمَّ عَلَيّـكَ بـأَمـريـكا مَعْـقـِلِ الكُـفـْرِ والفـَسـَادْ
اللهمّ عليك بالصليبيين وأعوانهم
اللَّهُـمَّ أَنـْتَ بِهـِم عَـليـم أَفسـَـدوا في أرْضِـك وَقَتـَلوا عـِبـَادَك وَأَهَانوا دِيـنَك
اللَّهُـمَّ أَنْتَ بِهـِم عَـليـم وَعَـلَيهـِم قـَـدير
اللَّهُـمَّ عَـلَيـكَ بِهـــِم
اللَّهُـمَّ عَـلَيــكَ بِهـــِم
اللَّهُـمَّ سَـلِطْ عَـلَيهـِم ريحَ عـاد ، وصـَيحَةَ ثَمـود ،وطـُوفَانِ قَومِ نـُوح
اللَّهُـمَّ سـَـلِـطْ عـَـلَـيهـِم مـا نَـزَلَ مِـنَ الـسـَمـَاءِ وَمـَا خـَرَجَ مِـنَ الأَرضِ
اللَّهُـمَّ فَـرِقْ دَولَـتَهُم اللَّهُــمَّ اجعَـلْهـا دُوَلاً وَأَحْـزَاباً مُتـَنَاحِـرَة
اللَّهُـمَّ يَا حَيُّ يـَا قَـيـُّوم اجـْعَـلْهـُم فـي قـَبـْضَةَ عـِبَـادِكَ
اللَّهُـمَّ اجْعَـلْهـُم في قَـبْضَـةَ عـِبَـادِكَ
اللَّهُـمَّ فُكَ أَسْرَ إِخـْوَانـِنـَا المَأسُـورين
اللَّهُـمَّ فـُكَ أَسـْرَهُـم
اللَّهُـمَّ شــُدَ أَزْرَهـُم
اللَّهُـمَّ ثـَبـِتْهـُم عـلى إِيـمَانِهـِـم
اللَّهُـمَّ اجْـعَـل الـتـَمـْكـيـنَ لـَهـُم
اللَّهُـمَّ عَـلَيــكَ بِمَـن يُعَـذِبـُونَهُم
اللَّهُـمَّ عَـلَيكَ بـِمَن يـُعَـذِبـُونـَهُم
اللَّهُـمَّ عَلَيـكَ بِمَـن يـُعَـذِبـُونـَهُم
اللَّهُـمَّ خُذهُم أَخْذَ عَـزِيزٍ مـُقـْتـَدِرْ
اللَّهُـمَّ اجْعَـل تَدْبيرَ أَعـْدَائَنـَا تَدْمِيراً لَهـُم ، وَمَكْرَهـُم مَكْراً بهـِم يا رَبَ العـَالَمِين
يَا حَيُّ يَا قَيـُّوم ، يَا ذا الجَلالِ وَالإِكْـرَام ، يَا سـَميعُ الدُعـَاء ، يَا قَرِيـبٌ يا مُجِيـب
إِننـَا نـَدْعـُوُكَ وَنَحْـنُ مـُوقِنـُونَ بـِوَعْـدِكَ وَبِإِجَـابَتـِكَ
وَقُلـْتَ وَقَـولُـك َ الحـَقْ ادْعـُوُني أَسـتَجـِبْ لَـكـُم
اللَّهُـمَّ اسـتَجـِبْ لـنَا
اللَّهُـمَّ يَا مَنْ عـَزَّ وَعلا وَذَلَّ كُـل َ شَـيءٍ لِعـَظـَمَتــِكَ وَخَضـَع
اللَّهُـمَّ يَا مـَنْ خـَلَـقـْتـَنـَا مـِنْ نـَفـْسٍ وَاحـِـدَة فمـُسـْتـَقــَرٍ وَمُـسـْتـَوْدَعْ
اللَّهُـمَّ يَا قـَريب فـي عـُلـُوِهْ يَا عَـلِيٌ فـي دُنـُوِهْ يا ذا الطـَولِ وَالقـُوة
نَسـأَلـُكَ عـِـزاً لِلإِســلامِ وَالمـُسْــلـِمِـين
اللَّهُـمَّ يَا حَيُّ يَا قَـيــــُّوم
اللَّهُـمَّ احْفــَظ العــُلَمـَاء العـَامِلـين وَثـَبـِت الدُعــاة الـمُخـْلِـصـين وَارْفـَعِ مَقـَامَ المجاهدين في سبيلك وَمـَنْ وَالاهـُم مِـنَ الـمـُسْـلمـِين
اللَّهُـمَّ يَا حَيُّ يَا قَيـُّوم يَا ذا الجـَـلالِ وَالإِكْــرَام
اللَّهُـمَّ مَن سـخــّرَ نَـفـْسَـهُ لإِيـذَائِهـم وَالـكـلام فـي أَعْـرَاضِهـِـم وَتَتَبُـّعِ زَلاتِهـِم وَلَم تَرِد لَـهُ هـداية ،
اللَّهُـمَّ فاجْعــَلِ الشـَقـَاءَ لَزِيـمَـهُ وَالبَـلاءَ فـي طـَرِيقــه 
اللَّهُـمَّ اقـلــِبْ صِحَتــَهُ سَــقمـَاوَعـَافِيَتـَهُ مـَرَضَا وَغِـنــَاهُ فـَقـْرا وَقـُوَتـَهُ ضَعْفا
اللَّهُــمَّ آمـــين اللَّهُــمَّ آمـــين اللَّهُــمَّ آمـــين اللَّهُــمَّ آمـــين



"Allahü teâlâya, kabul edileceğine tam inanarak dua ediniz! Biliniz ki, Allahü teâlâ gafil bir kalb ile yapılan duayı kab ul etmez." (Tirmizî)